16 Ekim 2009 Cuma

Ankara-Olimpos

2007'de yaptığım tatilin yazısı, daha önce motosiklet.net sitesinde yayınlamıştım aynen aktarıyorum:

9 eylül sabah 5 de Ankara'dan yola çıktım. Sivrihisar, Afyon, Burdur üzerinden gittim. Hava ısınmadan yol almak istediğim için Burdur'a kadar mola vermeden yol aldım. Hava da ısınmadı zaten, şansımdan o gün serindi hava, hatta baya üşüdüm diyebilirim. Burdur'a kadar arkadaki bağlı çantayı düzeltmek ve benzin almak için iki kere durdum sadece. O yüzden yoldan fotoğraflar biraz az.

Bunlar Burdur'daki molamdan:






Burdurdaki moladan sonra Antalya'nın girişindeki bi benziklikte tekrar mola verdim. Montun içliğini çıkartıp, bişeyler atıştırdım, sonra yola devam ettim.

Anayoldan Olimpos'a döndükten sonraki yoldan fotoğraflar:








Saat 2 de Olimpos'a vardım, yolculuk toplam 620km, 9 saat sürdü. Hemen pansiyona yerleşip, denize gittim.

Bu fotoğraflarda Pansiyonlar ve deniz arasındaki ören yerinden :










Ve denize yaklaşıyoruz, bu da denize dökülen dere:




Nihayet deniz:




3 gün Türkmen pansiyonda kaldıktan sonra su sorunu olunca Kadir'in yerine taşındım. Bunlar Kadir'in yerinden fotoğraflar:






Bigün Adrasan tarafına gezmeye gittim. Bu Adrasan yolundan:




Adrasan Koyundan:










Adrasan'dan sonra Karaöz'e doğru devam ettim. Adrasan-Karaöz arası yollar:






Karaöz koyu:




Karaöz'den sonra okları takip ederek Galidonya fenerine doğru gittim. Bunlar yoldan fotoğraflar:






Sonra yol bitti Biraz durup bakındım, sonra geri döndüm.



Sonradan öğrendimki yol bittikten sonra 2km. kadar yürümek gerekiyormuş.


Sonra Karaözden Mavikente doğru sahilden yoluma devam ettim. Bunlar aralardaki koylardan:






Mavikent'te artık kumsal başlıyor:



Bundan sonra Kumluca'nın girişinden anayola çıkıp tekrar Olimpos'a döndüm. Yolda YBR125'i bozulmuş bi arkadaşa yardımcı olmaya çalıştım. sonunda motoru çalıştırdık, artçısıyla yoluna devam edebildi.


Bu fotoğraflar da tekne gezisinden:








Bunlar da Phaselis'den:










Çıralı yoluna döndükten sonra Ulupınar tarafına giderseniz akarsuyun üzerine kurulmuş masalarda yemek yiyebileceğiniz güzel yerler var. Alabalık çiftliği de var, deniz balıkları da bulunuyor. Bu fotolar ordan:






Aşağıdaki fotoğrafları Adrasan-Karaöz arası Orman gözetleme kulesinden çektik. Biz buraya kuzenimin arabayla çıktık. Eğer motorunuz dağ yolları için uygun değilse motorla çıkmanızı tavsiye etmem. Özellikle iniş baya sıkıntılı olabilir. Rakımı 1000 civarındaymış, manzara çok güzel.

Adrasan tarafı:




Karaöz tarafından gün batımı:




Bu fotoğrafı da son gün denize girdikten sonra Olimpos'ta çektim. Deniz çok güzeldi ama elveda demek gerekiyordu.





23 eylülde yola çıkmadan önce:




Hava durumunda Afyon-Burdur tarafını yağışlı gösterdiği için dönüşü Manavgat-Konya üzerinden yapmaya karar verdim. Yola çıkmadan önce beni kötü bi sürpriz bekliyordu. Arka tekerin havası inmişti. Ama beni benzinliğe götürecek kadar hava vardı, yanımdaki tamir spreyine de güvenerek beş buçuk gibi yola çıktım. İlk benzinlikte basınç ayarı olmayan bi pompada hava bastım. Sonra Antalya'ya yaklaşırken hem benzin almak, hem de tekeri tekrar kontrol için durdum. Basıncını ayarlayarak iki tekere hava bastım. Sonra tekrar yola düştüm. Antalya'da yolu karıştırdığım için Manavgat'a varmam biraz zaman aldı:



Manavgat'a kadar lastiğin havası konusunda baya tedirgin oldum. Tekrar inmeyince rahatladım.


Manavgatı geçip Konya yoluna döndükten 30-40 km. sonra mola verdim. Konya'ya 210 km. civarında vardı:



Bu fotoğraflar Manavgat-Seydişehir arası yollardan. Manzara ve virajlar çok keyifliydi. Sıkılmadan gittim:






Alacabel geçidi:




Seydişehir:



Seydişehir-Konya arası genelde virazsız düz yollar, ama çok sıkıcı değil. Saat 12 gibi Konya'nın girişine vardım.


Konya'nın Ankara çıkışı tarafında benzin ve yemek molası verdim.




Sonra saat bir gibi sıkıcı Konya-Ankara yolculuğum başladı. Yemeğin üstüne baya uykum geldi dümdüz yolda. Karşıdan gelenlerin yaptığı bikaç hatalı sollama sinirlenip uyanmama yardımcı oldu Bu fotoğraflar Kulu'dan:






Konya-Ankara arasında çantalarında etkisiyle rüzgar motoru çok zorladı, Çoğu yerde 90'ı geçemedim. Gölbaşı'nın girişinde radar vardı. Radarın yanından 90-100 arası bi hızla geçtim. İlerde durdurdular, evrakları istediler, kontrol edip yolun açık olsun deyip gönderdiler. Saat 4 gibi 665km. 10 buçuk saat süren yolculuktan sonra eve vardım. Aşağıdaki fotoğraf çok net değil ama toplamda 1530km. yol yaptım.




Giderken motorun ilk etapta çok yakması dışında bi sürprizle karşılaşmadım. Yola çıkmadan bi gece önce depoyu fulletmiştim. 295km. de yedeğe düştü. İlk defa oldu. Sürekli tam gaz kullandım ama genede bu kadar beklemiyordum. Sebebini hala çözemedim. Daha sonraki aldığım benzinlerde hiç o kadar yakmadı. Büyük ihtimalle benzinden kaynaklanıyor olabilir.

Dönüş biraz yorucu olsa da motorlu tatilden çok keyif aldım, tavsiye ederim